25 Aralık 2011 Pazar

Şevval Sam

Deniz ve anason kokulu şarkılar…


Ünlü sanatçı Leman Sam’ın kızı olarak duyduk adını önce. Sonra “Süper Baba” dizisinde canlandırdığı “Deniz öğretmen” karakteriyle sevdik. Derken, “Aşkın Dağlarda Gezer”, “Gülbeyaz”, “Müjgan Abla” gibi pek çok dizide oynasa da, asıl tutkusu hep müzikti galiba. Kazım Koyuncu ile birlikte Karadeniz türkülerini o kadar güzel yorumladı ki, herkes ondan bir Türk Halk Müziği albümü bekliyordu. Ama o bir Türk Sanat Müziği albümüyle çıktı karşımıza.

Çok eski bir hayal
“Neden bir Türk Sanat Müziği albümü” diye soruyoruz ilk önce Şevval Sam’a. “Çok eski bir hayal aslında… Hem öyle, hem de birdenbire… Tam Türk Sanat Müziği adına umudumu yitirmek üzereyken bir anda, bu anlamda aynı dili konuştuğum insanlarla bir arada buldum kendimi. Bana sadece eserleri seçmek ve yorumlamak düştü.”
Şarkıların, hele de Türk Sanat Müziği şarkılarının hepimizin hayatında ayrı bir yeri vardır kuşkusuz. Hatta bazıları aşklarımıza, ayrılıklarımıza, yalnızlıklarımıza tanıklık etmiştir. Biz de soruyoruz Şevval Sam’a albümde yorumladığı bu 20 şarkıdan, onun için özel bir yeri olan var mı acaba diye. “Tamamıyla çoook severek söylediklerimi seçtim. Bir bakıma bu şarkılar benim genç kızlığımdan beri söylediğim ve her biri hayatımın bir dönemine tekabül eden şarkılar.”
Siz hiç ağlamadınız mı mesela, “Şimdi Uzaklardasın”ı dinlerken? Ya da “Kimseye Etmem Şikayet”, “Benzemez Kimse Sana” acıtmadı mı hiç canınızı? Yalnız bir gecede şarkıların dostluğuna sığınmadınız mı hiç yoksa?

Caz konseri dinler gibi...
Şevval Sam’ın “Sek” albümünü dinlerken önce uzaklardan bir deniz kokusu geliyor sanki burnunuza. Ardından da denizle birlikte yayılan bir anason kokusu… Albümün adı da “Sek” ya hani! “Sek ismini albümdeki sadelikle bütünleştirdiğim için koydum ama Klasik Türk Müziği’nin bu anason kokusuyla olan akrabalığını yadsımamız mümkün değil.” diyor Sam gülümseyerek.
“Şarkılarınız nasıl bir atmosferde, kimler tarafından dinlensin istersiniz?” diye sorarken, şöyle bir fotoğraf düşüyor sanki önümüze: Kıyıya vuran dalga sesleri, rüzgarın serin dokunuşu ve gecenin misafiri yıldızlar eşliğinde; çıplak ayakla kumsalda yürüyen bir kadın…
 “Bu albüm fonda çalınacak bir albüm değil. Koyup sessiz sedasız, kendinizi sadece müziğe bırakabileceğiniz bir albüm. Bu yüzden de dinleyicilerin caz ya da bir klasik müzik konseri dinler gibi dinlemelerini tercih ederim.”

Müziğe devam
Bildiğiniz gibi Şevval Sam ünlü sanatçı Leman Sam’ın kızı. Albümün içindeki kitapçıkta yer alan “En çok da anneme…” ithafından da anlıyoruz ki Şevval Sam’ın yaşamında annesi Leman Sam’ın yeri ayrı. “Bu binanın temelini o attı, ben üzerine inşa ettim. Temel sağlam olursa bina yıkılmaz. “Bu anlamda en çok da anneme bir teşekkürdü bu albüm” diyerek açıklıyor duygularını ve sanatçı bir annenin kızı olmayı bakın nasıl anlatıyor: “Anneden sanatçı özelliklerinizi alıyorsunuz ve bu ortama dair bilginiz ve alt yapınız daha fazla oluyor ancak, öyle birinin kızısınız ki o çıta çok yüksek, geçmek mümkün olmuyor”.

BİRGÜL KOPUZ - Seninle Dergisi / Haziran 2007 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder