1 Ocak 2012 Pazar

Şu Kadın-Erkek Meseleleri...

Kadınlar 40’ından sonra görünmez mi oluyor?

“Otobüste koskoca çantayı kaldırıp, koltuğumun üstündeki bölmeye yerleştirmeye çalışıyordum. Ama o kadar ağırdı ki, dakikalarca uğraştığım halde bir türlü beceremedim. Terden sırılsıklam oldum ve belime ağrı girdi. Bir an görünmez olduğumu düşündüm. Çünkü otobüsteki erkeklerden hiç biri bana yardım etmiyordu. Ama o sırada benimkinin yarısı kadar bile olmayan küçücük bir çantayı yukarı kaldırmaya çalışan, 20’li yaşlarda, sarışın, güzel bir kıza yardım etmek için birbirleriyle yarışıyorlardı. ‘Acaba çok mu antipatik görünüyorum’ diye düşündüm, ya da çok mu kuvvetli?”

“Yaşına göre çok iyisin”
Bir yolculuk sırasında başından geçenleri böyle anlatıyor Banu. 45 yaşında, kumral, uzun boylu, güzel ve alımlı bir kadın. “Yaşına göre çok iyi” görünen kadınlardan yani… Bu cümleyi tırnak içine almamızın sebebi; 40 yaşını, hatta 30 yaşını aşmış pek çok kadının erkeklerden iltifat niyetine duymaya alıştığı, ama biz kadınların tüylerini diken diken eden bir tanımlama olması. Çok daha fenası da var tabii: “Cami yıkılmış ama mihrabı yerinde”…
Kadınlar özellikle 40’lı yaşlardan itibaren erkeklerin nezdinde yavaş yavaş prim kaybediyorlar. 30 yaşına kadar kadınların yanında olan doğa, 30’undan sonra erkeklerin tarafına geçiyor. Yavaşlayan metabolizma, çekim kanununa karşı koyamayan göğüsler, göz atlarındaki torbalar ve kırışıklıklar, canlılığını ve parlaklığını kaybetmeye başlayan cilt, içine girilemeyen eski kıyafetler… Bir de şu “çıtır kızlar” meselesi var tabii…

Günlük küçük mutluluklar
“Etrafımdaki yaşıtım erkeklerin çoğu evli, geriye kalanlar da “çıtır kızlar”ın peşinde.” diye yakınıyor Banu. Haksız da sayılmaz hani. 40’lı yaşlardaki erkeklerin çoğu kendi yaşıtı kadınları bir tarafa bırakmış, çok daha genç olanlarla ilgileniyorlar. Erkeklerin bu konuda kendilerini savunmak için farklı açıklamaları var tabii! Kimisi içindeki çocuktan dem vuruyor, kimisi yüksek libidosundan…
Erkeklerin beyninde kadınlar genellikle küçük bir ‘av’ olarak algılanıyorlar. Gizli küçük heyecanlar, küçük oyunlar, göz flörtleri, iltifatlar… Burada sözünü ettiğimiz bir ilişki ya da yasak aşk yaşamak değil… Biz kadınlar yaşadığımız ilişkiden memnun olsak da, günlük hayatımıza biraz neşe ve küçücük mutluluklar kattığı için severiz bu tarz flörtleri. Yani beğenildiğimizin erkekler tarafından hissettirilmesini… Sadece akıllı ve yetenekli olmakla kalmayıp aynı zamanda çekici olduğunu, erkeklerin ilgisini fazlasıyla üzerine çektiğini bilmek hangi kadını mutlu etmez ki?
Ama birden, bugüne kadar sabahları güneşin doğması kadar normal olan bir şey eksiliyor yaşamınızdan, düşünsenize. Bu küçücük mutluluklar elinizden alınıyor… Bu durumda insanın moralinin bozulması da son derece normal değil mi? 

Nesillerini devam ettirme içgüdüsü
Ve 40’lı yaşlarla beraber kadınlar birden acı bir gerçekle karşı karşıya kalıyorlar. Bu çok özel çekiciliğin ve doğanın bize verdiği avantajın önemli bir şarta bağlanmış olduğunu fark ediyorlar: Gençlik… Gençlik erkeklerde üreyebilmeyi çağrıştırıyor. Aynı zamanda erkeklerin böyle erotik tepki vermelerinin nedenini de açıklıyor: Nesillerini devam ettirme içgüdüsü…  Evet, belki 40’lı yaşların sonlarına yaklaşan kadınlar için, bu üremeye katkıda bulunmak pek mümkün olmayabilir. Ama öte yandan bu yaşların hiç de azımsanmayacak başka avantajları yok mu? Üstelik öyle az buz da değil… Kadınlar 40’lı yaşlarda daha özgüven sahibi, bağımsız ve özgür olurlar. Karşısına çıkan erkeklerde yakışıklılık değil, çok daha önemli özellikler aramaya başlarlar. Aşktan çok yakınlığın, anlayışın, içtenliğin ve paylaşımın önemli olduğu ilişkiler yaşamak isterler. Bu arada aşka da itirazları olmaz elbette.

Taklit değil gerçek...
Kadınlar asıl 40’ından sonra cinselliğin tadına varıyor, bedenlerini tanıyor ve özgürce yaşıyorlar. Ve bu en verimli dönemlerinde de erkekler tarafından görmezlikten geliniyorlar. Haksızlık değil mi bu şimdi? Ama biliyoruz ki, kendine güvenen, ne istediğini, daha da önemlisi ne istemediğini bilen, yaşamda yolunu seçmiş ve o yolda güvenle ilerleyen, güçlü bir kadınla beraber olmak biraz da cesaret ister. Onun yerine en bebek sesiyle şımararak  “Aşkım ne kadar çok şey biliyorsun, hayranım sana!” diyecek, ama bu arada erkeğe her istediğini de yaptıracak ‘küçük kadınlar’ı tercih ediyor erkekler.
40’lı yaşlardaki bir kadın, birlikte olduğu erkeğe sürekli hayranlığını dile getirmez belki ama onunla fikirlerini ve tecrübelerini paylaşır, eşit ve özgür bir ilişki talep eder ve yatakta orgazm taklidi yapmasına gerek kalmayacak kadar doyumlu bir cinsellik yaşar… Zaten orgazm taklidi yapacağı bir erkekle de beraber olmaz. Evet, kadınlar cephesinden durum budur!

BİRGÜL KOPUZ - Seninle Dergisi / Ağustos 2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder